-
Son Yazılar
Arşivler
Kategoriler
Kategori arşivi: Siyaset
Modern İdeolojiler ve Geleneksel Kimlikler: Çatışma ya da Uzlaşma
Modernite; on altı-on sekizinci yüzyıllar itibarıyla Avrupa’da gerçekleşen radikal değişimlerin sonucunda inşa edilen Batıya özgü yaşama biçiminin adıdır.
Moderniteden Medeniyete / Erdemsiz Siteden Erdemli Siteye
Modernite; temel niteliği rasyonalite, sekülarite, individüalite ve utilitarite olan, Avrupa’da Aydınlanma çağı ile ortaya çıkmış, bilahare de bütün dünyayı etkisi altına almış bulunan Batı’ya özgü yaşama biçiminin adıdır.
Comte’cu Pozitivizm
Epistemolojik anlamda, doğru bilgiyi, teoloji ve metafizik karşıtı olarak yalnızca materyal dünya üzerine temellendiren, Auguste Comte’un pozitif felsefe dediği düşünce tarzı(epistemological positivism).
Küreselleşme ve AB Sürecinde Türk Milli Eğitim Sistemi
Küreselleşme; beşeri ilişkilerde, dünya ölçeğindeki karşılıklı bağımlılıkları ve mübadeleleri meydana getiren, çoğaltan, yaygınlaştıran ve yoğunlaştıran süreçlerin çok boyutlu bileşkesini ifade eder.
Evrensel İnsan Hakları ve Kültürel Görelilik
Katolik geleneğe ve Aristokrasiye karşı inşa edilen yeni burjuva toplumsal yapısının meşruiyet zeminini teşkil etmek üzere kurgulanan “evrensel insan hakları” öğretisi (human rights), şüphesiz muayyen bir siyasal modele (liberal demokrasi ya da cumhuriyet) atıfta bulunan, menşe itibarıyla Batılı ve dolayısıyla … Okumaya devam et
İnsan Hakları, Siyaset kategorisine gönderildi
Yorumlar Kapalı
Aristokrasi
Aristokrasi, Yunanca bir kelime olup, “en iyilerin yönetimi” anlamını taşımaktadır. Kelimenin ilk kullanımına da Yunan siyaset felsefesi kitaplarında rastlanır.
Kültürel Çoğulculuğun İlk Örneği: Osmanlı Millet Sistemi
Kültürel çeşitlilik; dinler tarihi veri olarak kabul edildiği taktirde, Babil Kulesi hadisesiyle başlatılabilir.
Pozitif Hukukun Meşruiyet Zemini
Hukuk düzeni elbette kültürel bir veridir ve elbette ki hukuk kuralları toplumsal hayatın değişimine göre şekillenir. Ancak, verili dünyaya tabi olmayan akıl ve akıldan kaynaklanan hukuk idealleri de söz konusu kültürel-hukukî düzenin yaratılmasına katkıda bulunur.
Liberal Demokrasilerde Kültürel Çoğulculuk, Kamusal Alan ve Hukuk Sorunsalı
Liberalizm ve demokrasinin aynı şey olup olmadığına dair teorik tartışmalar, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren yapıladursun, bu iki siyasi doktrinin ideallerinin günümüzde iç içe geçtiği inkâr edilemez bir gerçektir.
Bir Siyasi İdeal Olarak Eşitlik
Siyaset; şüphesiz bir arada yaşayan insanlar arasında cereyan eden ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenden ötürüdür ki siyasetin ilk problemi, söz konusu ilişkileri tanzim edecek olan prensiplerin belirlenmesidir.